|
İ
iade geri verme, geri çevirme iade etmek geri vermek, geri çevirmek, geri göndermek iadeli dönel iadeli taahhütlü dönel alındılı iane 1. yardım; yardımlık 2. para yardımı iaşe yedirip içirme ibadet tapınma, tapmış ibadet etmek Tanrı'ya tapmak, tapınmak, kulluk etmek ibadullah 1. Tanrı kulları 2. pek bol, bol ibare deyiş ibaret 1. …- dan oluşan 2. ancak, yalnız ibate barındırma iblağ etmek 1. ulaştırmak 2. -e çıkarmak ibra aklama, temize çıkarma, aklanma ibra edilmek aklanmak ibraz etmek ortaya koymak ibret öğütörnek ibret almak öğütlenmek ibret olmak ders olmak icabet etmek (çağrıya) uymak icabına bakmak gereğini yerine getirmek icabında gerekirse, gerekince, gereğinde icap etmek gerekmek icat 1. yaratma, bulma 2. türetme 3. uydurma icat etmek 1. yaratmak, bulmak 2. türetmek 3. uydurmak icbar gücem icbar etmek gücemlemek icra etmek 1. yapmak, yerine getirmek 2. yürütmek icraat iş yapımı, yapılan işler içtihat görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış içtima toplanma, toplantı içtimai toplumsal idame sürdürme idare 1. yönetme, yönetim, çekip çevirme 2. tutum idare etmek yönetmek idare heyeti yönetim kurulu idareci yönetici idarehane yönetim yeri idareimaslahat 1. iş geçiştirme; geçiştirme 2. geçiştirmecilik idari yönetimsel iddia sav iddia etmek savlamak, ileri sürmek iddianame savlık iddiasız 1. kendi çapında 2. önemsiz ide düşünce ideal 1. ülkü 2. ülküsel idealist ülkücü idealizm ülkücülük idefiks saplantı identik özdeş ideolog düşüngücü ideoloji düşüngü ideolojik düşüngüsel idman alıştırma idrak algı, anlayış idrak etmek 1. anlamak, kavramak 2. erişmek idraksiz algısız, anlayışsız idrar sidik ifa yerine getirme ifa etmek yerine getirmek, yapmak ifade 1. anlatım, olay anlatım 2. söz, söyleyiş, deyiş ifade etmek 1. söylemek, belirtmek 2. anlatmak, anlatımlamak, göstermek ifade vermek sorguyu yanıtlamak, bildiğini söylemek ifadesi alınmak sorgulanmak, sorguya çekilmek, sorgusu yapılmak iffet sililik iffetli sili iffetsiz silisiz iflas 1. batkı, batkınlık 2. mec. değerden düşme ifrat aşırılık; taşkınlık ifrata kaçmak aşırı gitmek ifrazat salgılar ifşa açığa vurma ifşa etmek açığa vurmak, ortaya dökmek, dile vermek ifşaat açığa vurma, dile verme, ortaya dökme iftihar kıvanç, övünç, kıvanma, övünme iftihar etmek kıvanç duymak, övünmek, övünç duymak, kıvanmak iftira kara çalma, suç yükleme iftira etmek kara çalmak, suç yüklemek iğfal 1. aldatma, ayartma 2. baştan çıkarma ihale üsterme ihanet 1. aldatma, kötülük 2. adam satma, yurt satma ihbar 1. bildirme, bildirilme 2. ele verme ihbar etmek 1. ...-e bildirmek 2. ele vermek ihbarcı bildiren ihbarname bildiri, bildirim, bildirimlik ihdas etmek ortaya çıkarmak, kurmak ihlal 1. bozma 2. uymama ihlal etmek 1. bozmak 2. uymamak ihmal savsama, boşlama ihmalkâr savsak ihracat dışsatım ihracatçı dışsatıma ihraç 1. çıkarma 2. dışarıya mal satma, dışsatımlarına ihraç etmek 1. çıkarmak 2. dışarı satmak, dışsatımlamak ihsan bağış ihsas sezdirme ihtar uyarma ihtar etmek uyarmak, uyarıda bulunmak ihtifal anma töreni ihtikâr vurgun, vurgunculuk ihtilaç çırpınma ihtilaf anlaşmazlık, uyuşmazlık, aykırılık, ayrılık ihtilal 1. devrim 2. (sanatta) tüm değişim 3. kargaşalık, ayaklanma ihtilat (sayrılık için) karışma ihtimal 1. olasılık 2. belki, ola ki, olabilirlik ihtimam özen, bakım ihtimam göstermek özen göstermek, özenmek, özenle bakmak ihtiram saygı ihtiras doymazlık, aşırı istek, tutku ihtisas 1. uzmanlık, uzmanlaşma 2. duygu, duyma ihtişam görkem ihtiva kapsama ihtiva etmek içine almak, kapsamak ihtiyaç 1. gereksinme, gereksinim, gerekseme 2. yoksulluk ihtiyaç duymak gereksinmek ihtiyar 1. yaşlı 2. seçme ihtiyar etmek seçmek, yeğ tutmak ihtiyar heyeti köy kurulu ihtiyari isteğe bağlı, seçmeli ihtiyat 1. sakınma, sakıntı 2. yedek ihtiyatlı ölçülü, sakıngan, sakıntılı ihtiyatlı davranmak 1. ölçülü davranmak 2. uyanık olmak ihtiyatsız sakıntısız ihtizaz titreşim, titreşme ihya etmek 1. diriltmek, canlandırmak 2. mutluluk vermek ikame yerine koyma, yerine geçme ikamet etmek (bir yerde) oturmak, eğleşmek, kalmak, yerleşmek ikametgâh konut, barınak ikametgâh ilmühaberi konut belgesi ikaz uyarı, uyarma ikaz etmek uyarmak ikbalperest gündüşkünü ikbalperestlik gündüşkünlüğü ikmal 1. bütünleme 2. tamamlama, bitirme ikmal etmek bitirmek, bütünlemek, tamamlamak ikmal imtihanı bütünleme sınavı ikmale kalmak bütünlemeye kalmak ikna inandırma, kandırma ikna etmek inandırmak, kandırmak ikon put ikrah etmek iğrenmek, tiksinmek ikram 1. tutma, sunma, çıkarma 2. (ederde) indirme 3. ağırlama ikram etmek 1. tutmak, sunmak, çıkarmak 2. (ederde) indirmek 3. ağırlamak ikrar etmek açıkça söylemek ikraz ödünç (verme) iktibas alıntı, aktarma iktibas etmek almak, alıntılamak, aktarmak iktidar 1. güç 2. yetenek 3. erk iktidarsızlık 1. güçsüzlük 2. yeteneksizlik iktifa etmek yetinmek iktisap etmek kazanmak, edinmek, elde etmek iktisat 1. tutum 2. tutumbilim iktisat etmek artırmak iktiza etmek gerekmek ila değin, dek, ... arasında ilaç em ilah Tanrı ilahe Tanrıça ilahi Tanrısal ilahiyat Tanrıbilim ilam yargı bildirisi, yargı belgesi ilan duyuru ilan etmek duyurmak ilanen duyuru yoluyla ilanı harp savaş açma ilanihaye sonuna dek, sonsuza dek ilave ek ilave etmek eklemek ilaveten ek olarak ilelebet sonsuzluğa değin, sonsuzca, sonsuzlayın ilga ortadan (yürürlükten) kaldırma, bozma ilhak katma, bağlama ilhak etmek katmak, bağlamak ilham esin, içe doğma ilham almak esinlenmek ilim bilim ilkah 1. dölleme 2. aşılama, aşı ilkbahar ilkyaz illegal yasadışı illet 1. sayrılık 2. bozukluk illüzyon görüntü illüzyonist gözbağcı ilmi bilimsel ilmiye sarıklılar ilmühaber 1. alındı 2. durum belgesi iltibas karıştırılma, benzeşim, andırışma, karışıklık iltica sığınma iltica etmek sığınmak iltifat gönül okşama iltihak katılma iltihak etmek katılmak iltihap yangı iltihaplanmak yangılanmak iltihaplı yangılı iltihapsız yangısız iltimas 1. kayırma, arka 2. dilek iltisak yapışma, bitişme iltisaki bitişken iltizami bile bile, bile bile yapılan, bile isteye ima dolaylı anlatma, dolaylı anlatım, anıştırma ima etmek 1. dolaylı anlatmak, sezdirmek, dokundurmak 2. belirtmek imaj 1. imge 2. görüntü 3. benzetme imajinasyon imgelem imal yapım, yapma, işleme imal etmek yapmak imalat yapım imalatçı yapımcı imalatçılık yapımcılık imalathane yapımlık, yapımevi imalı üstü kapalı, örtülü, dokundurucu iman inan, kutsal inanç imar yapıdüzen imar etmek bayındırlaştırmak imbik damıtıcı imdat 1. yardımına yetişme 2. yetişin! yeter! imha yok etme imha etmek yok etmek imkân olanak imkânsız olanaksız imla yazım import içalım imsak oruçlarıma imsakiye oruç çizelgesi imtihan sınav, sınama imtihan etmek sınamak, sınavdan geçirmek imtina etmek kaçınmak, sakınmak, çekinmek imtiyaz ayrıcalık imtizaç etmek bağdaşmak, uyuşmak in- (Lat. önek) değil, olmayan in- (Lat. önek) iç, içinde inat direnme, ayak direme inat etmek direnmek, ayak diremek inayet kayra indeks dizin indi kendince indinde 1. (bir kimseye) göre 2. yanında, katında individüalist bireyci individüalizm bireycilik individüel bireysel infaz (bir yargıyı) yürütme, yerine getirme, uygulama infial kızgınlık, içerleme infial göstermek tepki göstermek infilak patlama infilak etmek patlamak inhiraf sapma, yoldan çıkma inhisar tekel inhisar etmek 1. sınırlamak 2. yalnız... için olmak, dışarı çıkmamak inhisarcı tekelci inhitat gerileme, çökme inikâs etmek yansımak inkâr yadsıma, varlamama inkâr etmek yadsımak, varlamamak inkılap 1. devrim 2. dönüşme, dönüşüm inkılapçı devrimci inkıraz çöküş, dağılma, batma inkıta kesilme, kesinti inkıtaa uğramak (arkası) kesilmek inkisar 1. kırılma 2. ilenme, ilenç inkişaf gelişme, gelişim, açılma input girdi insaf acı! insaf acıma insaflı acımalı insafsız acımasız insan kişi insicam tutarlık, bağdaşım insirafi bükülgen insiyaki içgüdüsel, içgüdülü insiyatif 1. girişim 2. ilkgirişim 3. girişimgücü inşa yapma, kurma inşa etmek yapmak, kurmak inşaat 1. yapı, yapı işleri, yapı kurma 2. yapım inşaatçı yapı kurucu integral tümlev inter- (Lat. önek) arası intiba izlenim intibah uyanma, uyanış intibak 1. (bir duruma ya da çevreye) uyma, uyum 2. uyarlama, uyarlanma intibak etmek 1. uymak, kendini alıştırmak 2. uygun gelmek intifa yararlanma intihap seçim, seçme intihar kendini öldürme, kendine kıyma intikal 1. geçiş, geçme 2. göçüş, göçme intikal etmek 1. geçmek 2. anlamak, kavramak 3. yer değiştirmek 4. el değiştirmek intikam öç intikam almak öç almak intisap etmek 1. (bir işe) girmek, bağlanmak 2. birinin adamı olmak, kapılanmak intişar etmek 1. yayılmak 2. çıkmak 3. yayımlanmak intizam düzgünlük, düzen, çekidüzen intizamlı düzenli intizamsız düzensiz intizamsızlık düzensizlik intra- (Lat. önek) sırasında, içinde inzibat sıkıdüzen, düzenbağı inziva çekilgi, çekilgin yaşama ipnotize etmek uyutmak ipnotizma uyutmaca ipnoz uyurum ipotek tutu iptal bozma, geçersiz sayma iptal etmek bozmak, geçersiz saymak iptida 1. başlangıç 2. önce, önceleri iptidai ilkel iptila düşkünlük, tutkunluk irade istenç, istem, buyrum iradi istençsel, istemli, buyrumlu irat gelir irca 1. döndürme, çevirme 2. indirgeme irrasyonel usdışı irs kalıtım irsal gönderme irsi kalıtımsal irsiyet soyaçekim, kalıtım irtibat bağlantı irtica gericilik irticalen doğaçtan irtifa 1. yükseklik 2. (coğr.) yükselti irtihal ölüm irtihal etmek ölmek irtikâp yiyicilik, para yeme, (suç) işleme irtişa yemece isabet 1. yerindelik, yanılmazlık 2. vurma, çarpma, dokunma 3. düşme 4. düşgelme isabet almak vurulmak, yaralanmak isabet etmek 1. çarpmak, değmek 2. düşmek 3. (para) çıkmak isabetli yerinde, uygun isabetsiz yersiz, uygunsuz ishal sürgün, ötürük isim ad iskân 1. yerleşme, yurtlanma 2. yerleştirme, yurtlandırma iskele yanaşlık isnat 1. üstüne atma, yükleme 2. suç yükleme, suçlama isnat etmek üstüne atmak, yüklemek iso- (izo-) (Yun. önek) eşit, eşdeğerli ispat tanıt, kanıt ispat etmek tanıtlamak, kanıtlamak israf savurganlık, tutumsuzluk israf etmek gereksiz tüketim yapmak, savurganlık etmek istalagmit (coğr.) dikit istalaktit (coğr.) sarkıt istasyon 1. duralga 2. yer 3. yayaç (radyo istasyonu için) istatistik 1. sayılama 2. sayıbilim 3. s. sayısal istatistikçi sayılama uzmanı, sayılamacı isteri sinir tutsaklığı isterik sinir tutsağı istiane yardım dileme istiane etmek yardım dilemek istiap (içine) alma, (içine) sığdırma istiare eğretileme istibdat baskı yönetimi isticvap sorguya çekme, sorgu istida, istidaname dilekçe istidat 1. yetenek, yatkınlık 2. eğilim istidlal (mant.) çıkarım istif dizme, (düzgün) yığın, yığma istif etmek yığmak istifa (işinden) çekilme istifa etmek çekilmek istifade yarar istifade etmek yararlanmak istifham soru istifrağ etmek kusmak istihale 1. biçim değiştirme 2. başkalaşma, başkalaşım istihbarat 1. salık alma 2. gizli araştırma, giz toplama 3. danışma istihdam çalıştırma istihdam etmek çalıştırmak, (görevde) kullanmak istihfaf küçümseme istihkak hak ediş, kazanım sağlama istihlak tüketim istihlak etmek tüketmek istihsal 1. üretim 2. üretme, çıkarma istihsal etmek elde etmek, üretmek, çıkarmak istihza gizli alay istikamet 1. yön 2. doğrultu istikbal 1. gelecek (zaman) 2. karşılama istiklal bağımsızlık istikra tümevarım istikrar durulma, kararlılık istikrar bulmak durulmak istikraz borçlanma istila 1. basma, kaplama, bürüme, yayılma 2. salgın, akın istila etmek basmak, kaplamak, bürümek, yayılmak istilacı saldırıcı, saldırgan istimal etmek kullanmak istimlak kamulaştırma istimlak etmek kamulaştırmak istinaden dayanarak, dayanılarak, güvenerek, güvenilerek istinat dayanma, yaslanma istinat etmek dayanmak, yaslanmak istinatgâh dayanak istinkâf etmek çekinmek, geri durmak istinsah 1. yazma çekme 2. yazılış, yazıya geçirme istinsah etmek yazma çekmek istintak sorgu istintak edilmek sorguya çekilmek, sorgulanmak istintak etmek sorguya çekmek, sorgulamak istirahat dinlenme istirahat etmek dinlenmek istirham yalvarma, dileme istirham etmek yalvarmak, dilemek istiskal soğuk davranma, kovar gibi olma, kovumsama istiskal etmek (konuğa) soğuk davranmak, yüz vermemek, kovumsamak istismar 1. sömürme 2. çıkar sağlama istismar etmek 1. sömürmek 2. çıkar sağlamak istismarcı 1. sömürücü 2. çıkarcı istisna 1. kuraldışı(hk) 2. ayrallık, ayrılık, ayrıksılık istisnai 1. kuraldışı (durum) 2. ayral, ayrı, ayrıksı istisnasız ayralsız, ayrıksız istişare danışma istişare etmek danışmak istişare heyeti danışma kurulu istizah 1. gensoru 2. açıklama isteme isyan 1. ayaklanma, başkaldırma 2. karşı gelme isyancı başkaldırıcı, başkaldıran isyankâr başkaldırıcı işaret 1. im 2. belirti işaret etmek belirtmek işgal ele geçirme, tutma, kaplama işgal etmek 1. ele geçirmek 2. (birini) işten alıkoymak 3. uğraştırmak işkence kıyınç işporta sergi işportacı sergici işret içki iştah yiyesi iştigal uğraşma, çalışma, uğraş iştigal etmek uğraşmak, çalışmak iştikak türeyiş, türeme iştikak etmek türemek iştirak 1. ortaklık, birlik 2. katılma iştirak etmek 1. katılmak 2. ortak olmak 3. paylaşmak iştiyak özlem, göreceği gelme işvebaz kırıtkan ita verme ita emri verile, verilesi itaat uyma, söz dinleme, boyun eğme itaat etmek uymak, söz dinlemek, boyun eğmek itaatli söz dinler, boyun eğer itaatsiz söz dinlemez, boyun eğmez itfaiye yangın söndürme örgütü itfaiyeci yangın söndürümcü ithaf (adına) sunma, armağan etme ithaf etmek adına sunmak ithal 1. sokma 2. dışalım ithal etmek dışalımlamak, dışardan getirtmek, getirmek ithalat dışalım ithalatçılık dışalımcılık itham suçlama, suçlandırma, suçlu görme itia 1. söndürme 2. borç kapama itibar saygınlık, sayma itibar etmek saymak, değer vermek, saygı göstermek itibar görmek sayılmak, saygı görmek, ağırlanmak itibar sahibi 1. saygın 2. sözü geçen kimse itibaren -den başlayarak, -den sonra, - den beri itibari saymaca, görece itibariyle bakımından itidal ılımlılık itidalli bkz. mutedil itikat inanç itilaf anlaşma, uyuşma, uygunluk itimat güven, güvenç, güvenirlik itimat etmek 1. güvenmek 2. inanmak itimatlı güvenilir itimatname güven mektubu, güvenmelik, güvencelik itimatsızlık güvensizlik itina özen itina etmek özenmek itinalı özenli itinasız özensiz itinasızlık özensizlik itiraf 1. açınma, gizaçım, gizdöküm 2. evetleme itiraf etmek 1. açınmak, gizaçımlamak, gizdökümlemek 2. evetlemek itiraz karşı çıkış; takışma; diyecek itiraz etmek karşı çıkmak; takışmak ittifak 1. bağlaşma, sözleşme, bağlaşıklık 2. oybirliği ittifak etmek bağlaşmak, birleşmek, bağlaşıklık kurmak ittifakla oybirliğiyle ittihat birleşme, birlik ittihat etmek birleşmek, birlik kurmak ittihaz edinme, kullanma ittihaz etmek 1. saymak, tutmak 2. almak izafe (bir şeye, duruma) bağlama izafe etmek bağlamak izafet ilgi, bağıntı, görece izafeten ...-e bağlayarak izafi 1. görece, göreceli, göreli 2. bağıntılı izafiyet bağıntılılık, bağıllılık, bağıntı, görelik izah , izahat açıklama, açıklamalar izah etmek açıklamak izahat vermek açıklama yapmak izale giderme, yok etme izale etmek gidermek, yok etmek izaleyişüyu ortaklığı bozma, ortaklığı giderme izam büyükseme, büyütme izam etmek büyütmek, büyük göstermek izan anlayış, kavrayış izdiham yığışma, yığılışma izdivaç evlenme izhar belirtme, gösterme izhar etmek belirtmek, göstermek izin olur izmihlal yıkılma, çökme, dağılma izo- (iso-) (Yun. önek) eşit, eşdeğerli izobar eşbasınçeğrisi izolasyon yalıtım izolatör yalıtkan izole 1. yalnız 2. yalıtılmış izole bant yalıtım sargısı izole etmek 1. (başkalarından) ayırmak 2. (fiz.) yalıtmak izoterm eşsıcaklıkeğrisi izzetinefis onur, özsaygı izzetü ikram ağırlama
|
|
Öneri ve desteklerinizle siz de katkıda bulunmak ister misiniz? |